09 Mayıs 2024

TRACKS (İZLER)

    John Curran tarafından yönetilen ve Mia Wasikowska'nın başrolünde olduğu "Tracks", gerçek bir hikayeden uyarlanan etkileyici bir film. Robyn Davidson isimli genç bir kadının 1977'de Avustralya'nın çöl bölgelerini kat ederek Hint Okyanusu'na doğru yaptığı yürüyüşü anlatıyor. Film, Robyn'in içsel keşifleri ve doğa ile olan mücadelesi üzerine dokunaklı bir portre çiziyor.


    Robyn Davidson'ın çölde yalnız başına yaptığı 2700 kilometrelik yolculuk, izleyiciye doğanın acımasız güzelliğini ve insanın doğa ile olan bağını gösterir. Film, kuru ve çorak çöl manzaralarını göz alıcı bir şekilde yansıtarak izleyiciyi Avustralya'nın vahşi doğasına sürüklüyor. Robyn'in zorluğa ve yalnızlığa rağmen doğaya olan hayranlığı ve saygısı, film boyunca vurgulanıyor.


    Robyn'in yolculuğu sadece fiziksel değil, aynı zamanda ruhsal bir keşif yolculuğudur. Film, Robyn'in kendi iç dünyasındaki çatışmaları ve kendini bulma sürecini çarpıcı bir şekilde anlatıyor. Ayrıca, çölde karşılaştığı yerli insanlar ve hayvanlarla olan etkileşimleri, onun insanlık ve doğa arasındaki ilişkisini derinlemesine sorgulamasına neden olur.


    Mia Wasikowska'nın etkileyici performansıyla canlandırdığı Robyn Davidson, izleyiciyi kendine hayran bırakan güçlü bir karakterdir. Onun cesareti, kararlılığı ve içsel gücü, izleyicinin kalbinde derin izler bırakır. Ayrıca, Adam Driver'ın canlandırdığı fotoğrafçı Rick Smolan ile olan ilişkisi de filmde önemli bir yer tutar ve Robyn'in yolculuğuna duygusal bir boyut katarken, insan ilişkileri üzerine derin düşüncelere yol açıyor.


    Sonuç olarak, "Tracks", doğanın ve insanın sınırlarını zorlayan etkileyici bir hikayeyi ustalıkla anlatan bir film olarak öne çıkıyor. Robyn Davidson'ın cesur ve ilham verici hikayesi, izleyiciye doğa, insanlık ve kişisel özgürlük üzerine derin düşünceler sunuyor.

06 Mayıs 2024

EYE OF THE SAHARA

    Moritanya'nın kalbinde, çölün ortasında, gizemli bir coğrafi oluşum göz kamaştırıyor: Richat Yapısı, yaygın olarak "Eye of the Sahara" olarak bilinir. Bu doğal harika, yalnızca uydudan görülebilen devasa bir halka şeklinde, adeta dünyanın gözü gibi. Sahra Çölü'nün çöl manzarasının ortasında beliren bu çarpıcı oluşum, yıllar boyunca bilim insanlarının, gezginlerin ve maceraperestlerin ilgisini çekmiştir.


    Richat Yapısı, yaklaşık 40 kilometre çapında olan bir halka şeklinde, iç kısmı düz ve ortası hafifçe yükselmiş bir araziye sahiptir. Bu yapı, Moritanya'nın doğusunda, Nouakchott ve Atar şehirleri arasında yer alır ve genellikle havadan fark edilir. Farklı zamanlarda, bu oluşum bir volkanik kaldıraç, bir meteor krateri veya bir eski Atlantis kalıntısı gibi spekülasyonlara yol açmıştır, ancak aslında jeolojik süreçlerin bir sonucudur.



    Richat Yapısı'nın oluşumu, jeolojik süreçlerin karmaşık bir kombinasyonu tarafından şekillendirilmiştir. Bilim insanları, bu oluşumun oluşumunun öncelikle erozyon ve yer kabuğu hareketleriyle ilişkili olduğunu düşünmektedir. Yıllar boyunca rüzgar ve su, bu bölgedeki kireçtaşı ve kayaçları aşındırarak oluşumu bugünkü haline getirmiştir. Bu süreç, iç kısımların düzleşmesine ve halka şeklinin belirginleşmesine neden olmuştur.



    Eye of the Sahara'nın bilimsel önemi, jeologlar için heyecan verici bir araştırma konusu olmuştur. Bu oluşum, dünya jeolojisinin bir laboratuvarı gibi hizmet eder, çünkü çeşitli kayaç tabakaları, tortul süreçler ve jeolojik kuvvetlerin etkileri burada açıkça görülebilir. Araştırmacılar, bu alanda jeolojik süreçleri anlamak ve geçmiş iklim koşulları hakkında bilgi edinmek için çalışmaktadır.

    Ancak Eye of the Sahara sadece bilimsel bir merak nesnesi değil, aynı zamanda doğanın büyüleyici bir eseri olarak da görülmektedir. Her yıl binlerce ziyaretçi, bu gizemli oluşumu görmek için Moritanya'ya gelir ve çöl manzarasının ortasında bu büyüleyici görsel şöleni deneyimler. Göz alıcı manzarası ve gizemli geçmişiyle, Eye of the Sahara, doğanın büyüleyici güzelliklerinden biridir ve insanlığın merakını ve hayranlığını sürekli olarak cezbetmeye devam eder.

03 Aralık 2022

AY KUŞAĞI

    Ay kuşağı, ay ışığının su damlacıklarında kırılmasıyla meydana gelen kuşaktır. Gökkuşağından farkı ay ışığı ile oluşmasıdır. Beyaz gökkuşağı olarakta bilinir. Beyaz gökkuşağı denmesinin sebebi ise ay ışığının güneş ışığına göre çok soluk olması nedeniyle, insan gözünün ay kuşağında renkleri birbirinden ayıramaması ve bu nedenle beyaz görünmesindendir. Fakat fotoğraf makineleri ile uzun pozlama esnasında renkler birbirinden ayırt edilebilmektedir. Tarihte ise ay kuşağından ilk olarak M.Ö 350 yılında Aristotales, Meteoroloji adlı eserinde bahsetmiştir.


    Oluşumunda su damlacıkları rol aldığı için büyük şelalerde ve sağanak yağmur esnasında gözlemlenebilir. Ay gözleyene göre tam karşıda olmalıdır ve ayın çok parlak olması gerekir. Bu nedenle ayın dolunay fazı yada ona çok bir fazda olması gerekir. Bir diğer şart ise ayın gökyüzünde alçak bir noktada olması gerekmektedir, yani ayın yaklaşık <42 derece olması gerektiğinden gün batımından sonraki birkaç saat veya gün doğumundan önceki birkaç saate kadar gözlemlenebilmesi muhtemeldir. Gecelerin uzun olması sebebiyle kış aylarında gözlemlenebilme ihtimali artar. İşte tüm bu gereklilikler ay kuşağını nadir ve harika bir doğa olayı yapar.


    Dünya’da ABD’de Yosemite Ulusal Parkı, Afrika’da Victoria Şelalesi ve Hırvatistan’da Plitvice Gölleri ay kuşaklarının gözlemlenebildiği en ünlü yerler olarak bilinmektedir.

17 Temmuz 2022

LENA KAYA ORMANI EFSANESİ

       Sibirya’da Lena Nehri boyunca uzanan, uzaktan bakınca bir duvar gibi görünen, vahşi doğanın yonttuğu kayalardan sanki toprağın derinliklerinden fışkırmışlar gibi yüksekelen bu gerçek dışı görüntüler, Lena’nın Kaya Ormanı adı verilen sütun “orman”larından.  Lena Sütunları, 2012 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesine alınmıştır.

    Rivayet edilir ki, eskiden Lena Nehri kıyısında, yerli halka zulmeden bir ejderhaya ait görkemli bir saray varmış. Ejderha günün birinde yörenin en güzel kızını kaçırıp sarayına hapsetmiş. Kızın avcı nişanlısı sevgilisini kurtarmak için ejderha ile dövüşüp onu öldürmüş! Ama, cesur avcı, nişanlısı, saray hepsi birden taş kesilmiş ve Lena’nın “taş ormanı” sütunları işte böyle oluşmuş. 

    Paleontologların (Fosil bilimci) bu efsâne konusundaki görüşleri o kadar çekici değil. Virane olmuş eski bir yerleşim yeri kalıntılarını andıran bu doğa harikası 270 milyon yılda oluşmuş! Su ve rüzgarın etkisiyle karbonatlı kayaçlar bugün gözlemleyebildiğimiz şekli aldı, ancak bu Dünya Mirası alanının modifikasyonu bugün hala devam ediyor.

    Günümüzde halen sütunların kireçtaşı kütlelerinde dinozorlardan epey önce yaşamış deniz canlılarının taş halindeki kalıntıları bulunuyor.


    Söylence deyip geçmeyin çevrelerde, ilkel insanlara ait yerleşim yerleri, mamut, tüylü gergedan,mağara arslanı, eski zamanlarda yaşamış diğer hayvanların taşlaşmış kalıntıları var.

     Bilim dünyası için, Organik dünyanın oluşumu, o dönemin çeşitli evrelerinden geçen organizma fosilleri ve hayata dair çok kıymetli bilgiler de, yine bu taşlar sayesinde ortaya çıkıyor. Lena’nın turistlere sunduğu eşsiz manzara, taş-fosil araştırmacısı bilim/adamları/kadınları için burası paha biçilmez, ulaşılması zor bir cennet. Ulaşımı sahiden zor olan bu devasa taşları görmenin zahmeti külfeti, fiziki dayanma gücü hayli çetin.

     Bereket, Yerliler taş ormanı ve civarlarını ziyarete gidecek olanlara önce, Yakut şamanı tarafından bir ayin yaptırıyor, gereken güç ve enerjiyi kazandırıyorlar. :) 


02 Temmuz 2022

ATLAS OKYANUSU’NDA BİR “TÜRK” ÜLKESİ

    Atlas Okyanusu’nda “Türk” adı taşıyan bir ülkenin var olduğunu biliyor muydunuz? Karayipler yakınlarında yer alan ve adı Turks ve Caicos Adaları olan bu ülke günümüzde İngiltere sömürgesi konumundadır. 38 adadan oluşan ülkenin başkenti ise Grand Turk (Büyük Türk)’dür.





    Adaya Türk isminin verilmesinin nedeni ise inandırıcı olmayan bir gerekçeyle açıklanmaya çalışılıyor. İddiaya göre adada bulunan bir kaktüs bitkisi Osmanlı döneminde kullanılan fese benzediği için buraya Türk Adaları denilmiş!

    16. 17. ve 18. Yüzyıllarda İspanyol, Fransız ve İngilizler arasında el değiştiren Adaların ismi 16. yüzyılda İspanyollar’ın elindeyken bile yine Türk Adaları’ydı. Yani bu ismi almasının fesle uzaktan yakından hiçbir alakası yok. İngilizler adanın ismini değiştirmek istemişlerse de ada halkını yüzyıllardır kullandıkları bu isimden vaz geçirememişler. Adaların ismini değiştiremeyen İngilizler bu kez de Ada ile Türkler arasındaki bağı “fes benzerliği” masalını uydurarak kesmek istemişler. 1869 yılında ise Turks ve Caicos Adaları’nın “Ay-Yıldızlı” eski bayrağını değiştirmeyi başarmışlar.




    Peki Başkentleri olan Grand Turk (Büyük Türk) adasının adı nereden gelmektedir ve adaya adını veren bu Büyük Türk kimdir? 15. 16. ve 17. Yüzyıllarda Osmanlı Denizcileri’nin Akdeniz ve Atlantik’e yelken açarak bu sularda büyük korsanlık faaliyetleri yaptıkları bilinmektedir. Ayrıca, Piri Reis’in haritasında bu adaların bulunduğu yerde kayık resimleri vardır ki “Caicos”(Kaykos) kelimesi “Kayık” anlamına gelir. Buranın Kristof Kolomb’dan 25 yıl önce Türkler tarafından keşfedilerek ele geçirildiği ve Başkenti Grand Turk’ün adının da -Adaya Türk Denizcileri’nin gelmesinden sonra -batılılar tarafından “Büyük Türk, Grand Senior, Muhteşem Süleyman” adlarıyla anılan Kanuni Sultan Süleyman’dan alındığı sanılmaktadır.

Mektuplar Yanlışlıkla Türkiye’ye geliyor,
Halkı Yanlışlıkla Türk Sanılıyor..

    Posta hizmetlerinde Turks ve Caicos Adaları’nın adı sık sık yanlış yazıldığından adaya giden mektupların bir kısmı önce yanlışlıkla Türkiye’ye geliyor. Türkiye ise mektupları Turks ve Caicos Adaları’na geri gönderiyor.

29 Haziran 2022

AKDENİZ VE KARADENİZ İSİMLERİ NEREDEN GELİYOR?

    Türklerin coğrafyayı anlamlandırırken renkler ve yönler arasında kurdukları ilişki, yaşadığımız coğrafyanın isimlendirilmesinde önemli etkilere sahiptir. Renkler ve yönler arasındaki bu ilişki renklerin bir yönü ifade etmesine dayanır.

Türklerin yönleri anlatırken kullandıkları renkler şu şekildedir:

* Doğu; mavi, yeşil
* Batı; ak (beyaz)
* Kuzey; kara (siyah)
* Güney; kızıl (al)
* Merkez; sarı ve altın ile ifade edilmektedir.

    Dağ, deniz, şehir, vadi, çöl ve nehir isimlerinin başında yer alan renkler aynı zamanda bir yönü temsil etmektedir.



    Bu kapsamda; Akdeniz (Batı Denizi), Karadeniz (Kuzey Denizi), Yeşilırmak (Doğu Irmak), Ak Hunlar (Batı Hunları), Kızıl Deniz (Güney Denizi) anlamına gelmektedir. Batı’yı ifade eden Ak kelimesi Akdeniz isminin, Kuzeyi ifade eden Kara kelimesi de Karadeniz isminin kaynağını teşkil etmektedir. Bahr-i Siyah (Karadeniz) ve Bahr-i Sefid (Akdeniz) olarak isimlendirilen denizler, Türklerin coğrafyayı anlamlandırma olgularının derinliğini gösterdiği gibi, üzerinde yaşanılan ve uğruna mücadele edilen coğrafyanın korunması ve kollanması kadar, adlandırılması ve anlamlandırılmasının da önemli olduğunu göstermektedir. Akdeniz ve Karadeniz isimleri, özü itibarı ile Türk algılamasının ve adlandırmasının bir sonucudur.

13 Ocak 2021

CBS (COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ)

 2020-2021 Eğitim öğretim yılında 9.Sınıf öğrencilerimizle, Harita bilgisi konusunda CBS'nin (Coğrafi Bilgi Sistemleri) kullanım alanlarından bahsettik ve CBS kullanarak yaşadığımız şehrin İzohips ve Rölyef haritalarını oluşturduk.


Google Earth Koordinat Alma




Google Earth Koordinat Alma



DEM (Digital Elevation Model) Verisi Elde Etme

DEM Verisinden İzohips (Contour) Haritası Oluşturma




DEM Verilerinden Rölyef (Kabartma) Harita Oluşturma



Rölyef Harita Üzerinde Akış Analizi




İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *